Ãœmraniye Mutlu Son

Turner ona baktı ve holde yürümeye devam etti, yine de ne erkek kardeÅŸini ne de Miranda’yı görebildi. “Ben de oldukca açım, ” diye mırıldandı düşünceli bir ÅŸekilde. Ãœmraniye Mutlu Son “Sakın, ” diye bağırdı Olivia. “Zamana gereksinimları var.” “yemek için mi?” Olivia gözlerini devirdi. “Âşık olmak için.” Ä°nsanın küçük kız kardeÅŸinin böylesine küçümseyici bir ÅŸekilde bakması oldukça rahatsız ediciydi ama Turner sinirlenmektense orta yolu bulmaya karar verdi ve kaÅŸlarını çatarak karşılık verdi, Ãœmraniye Mutlu Son “Bunu, bir öğleden sonrasında çayın yanında kurabiye yiyerek mi yapmak niyetindeler?” “Bu bir baÅŸlangıç, ” dedi Olivia. “görünen o ki sen çöpçatanlık mevzusunda hiçbir ÅŸey yapmıyorsun.”

Turner beklenmedik ÅŸekilde düşünmeye zorlandığını hissetti, bu evliliÄŸin ne kadar yanlış olacağını aptallar bile anlardı. Winston’ı çok seviyordu ve ona, yirmi yaÅŸlarında bir adam çocuÄŸa verebileceÄŸi en yüksek deÄŸeri veriyordu fakat o mutlaka Miranda için yanlış bir adamdı.

Ãœmraniye Mutlu Son

Kendisinin de Miranda’yı sadece bu birkaç haftadır tanıyabildiÄŸi doÄŸruydu ama o bile Miranda’nın yaşına göre çok daha olgun bulunduÄŸunu görebiliyordu.Ãœmraniye Mutlu Son  Onun, kendisinden daha olgun, daha yaÅŸlı ve ince noktalarını daha iyi takdir edebilecek birisine ihtiyacı vardı. HuysuzluÄŸunun kendini gösterdiÄŸi o nadir zamanlarda onu sıkıca kavrayıp koruyabilecek bir elin sahibine ihtiyacı vardı. Winston, sadece on yıl içinde bu ÅŸekilde bir adam olabilir, diye düşündü. Turner kız kardeÅŸine baktı ve oldukca kararlı bir halde, “yemek istiyorum, ” dedi.

“Turner, hayır!” sadece Olivia onu durduramadı. Hatta Olivia daha harekete geçmeden Turner yolun yarısına varmıştı bile. Bevelstokeların evinde ötekilere kıyasla daha az resmiyet vardı, minimumından misafir ağırlamadıkları zamanda vaziyet böyleydi ve bu nedenle Winston başını uzatıp mutfaÄŸa daldığında hizmetçilerden hiç biri ÅŸaşırmadı. Winston o tatlı, daha çok köpek yavrularının ifadesine benzeyen bakışıyla kadın Cook’un kalbini çalmış ve Miranda ile birlikte kendini bir masaya atmıştı. Hanımefendi Cook o meÅŸhur tereyaÄŸlı kurabiyelerini hazırlamış, kısa sürede piÅŸirmiÅŸti, hâlâ buharları çıkıyordu ve cennetten çıkmış benzer biçimde kokuyorlardı.