Ümraniye Masör Bayan Hizmetleri Esra
Ümraniye Masör Bayan
Ümraniye Masör Bayan Kölelerin mahkemede efendileri aleyhine şahitlik yapması yasaklanmıştı, dolayısıyla saldırı özgür bir insanoğlunun tanıklık edebileceği bir alanda gerçekleşmediği sürece yok sayılırdı. Ek olarak Portekizlilerin karşılaştığı pek çok Afrika toplumunda da kölelik vardı. Bu durumda köle hanımları cinsel eğlence için kullanmak yerel âdetlere uyuyordu. İspanyollara göre bu tür tecavüzlerden peydahlanan çocuklar iki yerlinin çocuğundan üstündü. Tucumán’ın istilacısı ve valisi Francisco de Aguirre şu tespitte bulunmuştu: “Melez (mestizo) dünyaya getirmek suretiyle işlenen sevap, aynı eylemle işlenen günahtan daha üstündür.” Böylece anavatanda tecavüz büyük bir suçken, Yeni Dünya’da bir sadakat eylemi haline geldi.
Köleler gemilerle Afrika’dan Batı Hint Adaları’nın çiftliklerine götürülürken saldırı olanakları da arttı. Sözgelimi Danimarka sömürgelerinde hukuk, köleyle hayvanı bir tutuyordu: “Köle, herhangi bir malına davrandığı gibi ona da istediği benzer biçimde davranabilecek olan efendisinin emri altındadır.” Bu emrin kilit unsuru seksti. Afrikalı kadınlar, alıkonmalarından barracoon denilen kafeslere atılıp tecim gemilerine yüklenmelerine kadar her türlü sömürüye açıktılar. çoğu zaman kadınları öncelikle yetkililer istismar ediyor, onların emri altındakiler de sıralarını bekliyordu.
Ümraniye Masör Bayan
Ümraniye Masör Bayan 18. Yüzyılda yaşamış bir köle sahibinin deyişiyle, köle gemileri Afrika sahillerinden Yeni Dünya’ya uzanan hat boyunca “yarı tımarhane yarı genelevdi”. Kıyıya çıktıklarında köleler kızgın demirle damgalanıyor ve hemen işe koyuluyorlardı. Çalışmaları karşılığında yalnız azıcık yiyecek ve “şeytan öldüren” diye malum ucuz ve sert bir içki alıyorlardı. Öteki sömürgelerde olduğu benzer biçimde, beyaz adamların cinsel taleplerine karşı koyan siyah kadınlar. Danimarka sömürgelerinde de ağır cezalara maruz kalıyorlardı.
18. Yüzyılda, efendisinin seks talebini reddeden bir kadın zindana atılıp dövülerek kızgın balmumuyla dağlandı; sonrasında araya giren başka bir beyaz adam, efendisini köleyi satmaya ikna etti. Daha azca şiddet içeren ikna yöntemlerine başvuran beyaz erkekler de vardı. 19. Yüzyılın ortasında. Danimarkalı bir çiftlik sahibi “taş çatlasın on dört yaşındaki” bir köle kızı azat edeceğini vaat ederek kendisiyle beraber yaşamaya ikna etti. Kız da bunu kabul edip adama üç çocuk doğurdu, ama adam saslınü tutmayıp kadını çocuklarıyla birlikte esareti altına tutmaya devam etti.
Son yorumlar